İtalya, 2011 yılında Libya önderi Muammer Kaddafi’nin öldürülmesini büyük bir kusur olarak niteleyerek bölgede çok daha büyük kaosa kapı açtığını tabir etti. Mevzuyla ilgili açıklama yapan İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Kaddafi öldürüldükten sonra Libya’nın ve Afrika’nın istikrarı ile yasa dışı göç üzere hususlarda her şeyin daha berbata gittiğini, Batı dünyasının Libya önderinin öldürülmesine müsaade vermesinin kusur olduğunu belirtti. İtalyan bakanın açıklamasının, Fransa ve ABD’nin desteklediği Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun (ECOWAS) Nijer’e müdahale sinyalleri verdiği periyoda gelmesi dikkat çekti. Daha evvel bölgedeki Cezayir, Libya, Mali ve Burkinas Faso üzere ülkeler üzere İtalya da diyalog daveti yaparak müdahaleye karşı çıkmış, bu türlü bir hareketin bölgeyi daha derin bir kaosa sürükleyebileceğini kaydetmişti.
İtalyan basınına demeç veren Tajani, “Kaddafi’nin öldürülmesine müsaade vermek çok önemli bir küsurdu. O, demokrasiye bağlı olmayabilirdi fakat bu iş bittiğinde Libya ve Afrika’ya siyasi istikrarsızlık geldi” halinde konuştu. İtalyan bakan ayrıyeten ülkesinin, son yıllarda Roma için çok büyük bir sıkıntıya dönüşen sistemsiz göç hakkında da Kaddafi’yle bir arada çalıştığının altını çizdi. Tajani, Kaddafi’nin “kendisinden sonra gelenlerden daha uygun bir lider” olduğunu da kelamlarına ekledi. Libya başkanı, 2011 yılında Arap Baharı sürecinin başlamasından sonra Fransa ve ABD önderliğindeki NATO güçlerinin çabucak müdahalesi sonrası devrilmiş, kısa mühlet sonra da Libyalı isyancılar tarafından öldürülmüştü.
Barack Obama
Nicolas Sarkozy
Fransa’nın neden çabucak Kaddafi hükümetininin devrilmesinde öncü olduğu ise daha sonra ortaya çıkmıştı. Eski ABD Lideri Barack Obama ile hareket eden periyodun Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin seçim kampanyası için Kaddafi’den yasa dışı para aldığı ve Fransız önderin bu bahsin ortaya çıkmasını engellemek için Kaddafi’nin devrilmesine önayak olduğu dünya basınında yer almıştı. Skandalın ortaya çıkmasıyla Sarkozy, 2007 yılındaki seçim kampanyasına “yasa dışı yollardan mali kaynak sağlamak”, “Libya kamu fonlarını zimmetine geçirmek” ve “pasif yolsuzluk” suçlamalarından yargılanarak 2021 yılında 1 sene mahpus cezasına çarptırıldı.
Kaddafi’nin devrilmesi için ön saflarda yer alan Fransa, sonraki yıllarda da Libya’yı siyasi istikrarsızlığa savuracak bir çok atağa öncülük yapmıştı. Paris, Birleşmiş Milletler’in legal hükümet olarak tanımladığı Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) devirmek isteyen Halife Hafter’in en büyük destekçisi olmuştu. Türkiye’nin takviyesiyle UMH’nin Hafter’i bozguna uğratarak Libya’daki kaos planı suya düşen Fransa, daha sonra Türkiye’ye bu hususta cephe aldı.
Kaddafi’nin öldürülmesinden Libya derin bir politik kaosa sürüklenirken, Fransa ve ABD olmak üzere Batı ülkelerine yönelik reaksiyonlar arttı. Irak, Libya, Suriye üzere ülkelere geçmişte yapılan askeri müdahaleler sık sık tenkit konusu olsa da Batılı ülkeler, kusurlarını tekrarlamaktan geri durmuyor. Son olarak Nijer’de yaşanan askeri darbenin akabinde, tüm ihtarlara karşın Fransa askeri müdahale için komşu Afrika ülkelerini kışkırtmaya devam ediyor. Politik istikrarsızlık yaşayan Libya ile birlikte Cezayir, Mali ve Burkina Faso üzere ülkeler askeri müdahalenin her şeyi daha da karmaşık hale getireceği tarafında ihtarlar yapsa da Fransa’nın kışkırttığı ECOWAS’ın ülkeye askeri bir operasyon başlatma ihtimalinin her geçen gün arttığı belirtiliyor.
