AK Parti’nin 4. Harika Büyük Kongresi saat 10.00’da Ankara Spor Salonu’nda başladı. Parti idaresinin yine belirleneceği kongrede AK Parti Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vatandaşlara hitap etti.
“Bir beyaz rahmettir, bir yeşil murat, görmeyen ne bilir, oy bu sevdayı, tüter buram buram, yücelir kat kat arttırır gün, hafta, ay bu sevdayı değişir bu mevsim, bu poyraz keser yurdumda davamın rüzgârı eser, gün gelir anlayıp bağrına basar kent bu sevdayı, köy bu sevdayı yeminim var oğlum kızım üstüne, yazdım nakış nakış, özüm üstüne sıkıntısı belası gözüm üstüne kaygımın dermanı say bu sevdayı.
Sevgili dava ve yol arkadaşlarım, AK Partimizin pahalı mensupları, değerli konuklar, salonumuzun dışında, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında gönlüyle, kalbiyle burada olan kıymetli kardeşlerim, sizleri en kalbi hislerimle, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum.
Kongremizi teşrif eden saygıdeğer devlet liderlerine, bakanlara ve parti temsilcilerine beğenilen geldiniz diyorum. Hakka ve millete hizmet sevdasına, Türkiye sevdasına gönül veren herkes vücuduyla olmasa bile kalbiyle, ruhuyla, aşkıyla, sevdasıyla bu salondadır.
Bu sevda, hayatımızın gayesi olan davamızı yüceltme sevdasıdır. Bu sevda, Türkiye Yüzyılını inşa etme sevdasıdır. Bu sevda, Türkiye bin yılına yürüyüş sevdasıdır. Bu sevda, şehitleri ve gazileriyle ecdadın emanetine sahip çıkma sevdasıdır. Bu sevda, “yok sayıldıkça daha çok var olanların” sevdasıdır.
Bu sevda, kutsalları, ülkesi ve milleti için gözünü kırpmadan canını ortaya koyanların sevdasıdır. Bu sevda, ak saçlı ninelerimizin, ak sakallı dedelerimizin, gözleri umutla parlayan bayanlarımızın, erkeklerimizin, gençlerimizin sevdasıdır. Bu sevda, daha doğmamış bebeklerin, gelecek jenerasyonların sevdasıdır. Bu sevda, her gün yeni bir umutla uyanan mazlumların, mağdurların sevdasıdır.
Bu sevda, her seçimde sandıklardan partimizi birinci çıkaran ana kadememizin, bayan kollarımızın, gençlik kollarımızın, mahalle ve sandık temsilcilerimizin, kısacası teşkilatımızın tüm mensuplarının, AK Parti’ye gönül veren herkesin, AK Parti ailesinin tüm üyelerinin sevdasıdır.
Bu sevda, ülkemizin, milletimizin ve devletimizin beka uğraşının ismi olan Cumhur İttifakı’nın sevdasıdır. Bu sevda, bin yılda bu toprakları vatan yapan, Allah’tan diğer kimseden korkusu olmayan, vicdanı ve irfanıyla, bilgisi ve görgüsüyle insanlığa örnek olan aziz milletimizin her bir ferdinin sevdasıdır. Yoluna kurban olduğumuz bu sevda Adana’nın, Adıyaman’ın, Afyonkarahisar’ın, Ağrı’nın, Aksaray’ın, Amasya’nın, Ankara’nın sevdasıdır. Bizi biz yapan, bir yapan, canlı tutan, hayat veren bu sevda, Antalya’nın, Artvin’in, Aydın’ın, Ardahan’ın, Balıkesir’in, Bartın’ın, Batman’ın, Bayburt’un, Bilecik’in sevdasıdır. Kapılmaktan onur duyduğumuz bu sevda Bingöl’ün, Bitlis’in, Bolu’nun, Burdur’un, Bursa’nın, Çanakkale’nin, Çankırı’nın, Çorum’un, Denizli’nin, Diyarbakır’ın sevdasıdır.
Uğruna varlığımızı adadığımız bu sevda… Düzce’nin, Edirne’nin, Elazığ’ın, Erzincan’ın, Erzurum’un, Eskişehir’in, Gaziantep’in, Giresun’un, Gümüşhane’nin, Hakkâri’nin, Hatay’ın sevdasıdır. Kalbimizde sönmeyen bir ocak üzere tüten bu sevda… Iğdır’ın, Isparta’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Kahramanmaraş’ın, Karabük’ün, Karaman’ın, Kars’ın, Kastamonu’nun, Kayseri’nin, Kırıkkale’nin sevdasıdır.
Dilimize destan olan bu sevda; Kırklareli’nin, Kırşehir’in, Kilis’in, Kocaeli’nin, Konya’nın, Kütahya’nın, Malatya’nın, Manisa’nın, Mardin’in, Mersin’in, Muğla’nın, Muş’un sevdasıdır. Su üzere, ekmek üzere, aş üzere aziz bildiğimiz bu sevda… Nevşehir’in, Niğde’nin, Ordu’nun, Osmaniye’nin, Rize’nin, Sakarya’nın, Samsun’un, Siirt’in, Sinop’un, Sivas’ın sevdasıdır.
Gönül coğrafyamızı kucaklayan bu sevda, Lefkoşa’dan Karabağ’a, Saraybosna’dan Sarı Irmak’a, Medine’den Semerkant’a, Kudüs’ten Kazan’a,Alp Dağlarından Altay Dağları’na,Adriyatik’ten Afrika’nın ortalarına kadar. Gerisinde binlerce yıllık tarih, kültür, medeniyet kardeşliği ve mukadderat iştiraki olan necip bir milletin sevdasıdır. Bu ulu sevdayı gönlünün en mutena köşesinde taşıyan siz pahalı kardeşlerimi bir defa daha muhabbetle selamlıyorum.
Kuruluşundun bugüne AK Parti’nin temsilcisi olduğu sevdaya, davaya, yürüttüğü çalışmalara, verdiği uğraşa takviye olan, katkı sağlayan, fedakârca sorumluluk üstlenen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Bu seçimlerde, ulusal iradenin tecellisi için gece-gündüz çalışan her bir teşkilat mensubumuz ile ulusal iradeye sahip çıkan her bir kardeşime, vatandaşıma, buradan tekrar teşekkür ediyorum. Bu seçimlerde omuz omuza uğraş ettiğimiz Cumhur İttifakı’ndaki her bir ortağımıza, ittifak partilerimize gönül veren kardeşlerimize hassaten teşekkürlerimi sunuyorum.
İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli yönetimler seçimlerinde bu kararlı tavrı tekrar sergileyerek, Türkiye Yüzyılı’nın muştusunu bir kere daha cümle âleme bir arada ilan etmeye hazır mıyız?
“Her dem yine doğarız, bizden kim usanası” diyen Yunus Emre’nin izinde… “Dün dünle gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyen Hazreti Mevlana’nın yolunda… “Lütfunu dilediğine vereceğini” buyuran Rabbimize ram olarak yeminli İslam ve Türk düşmanlarının ne dediğine bakmadan davamızın ve memleketimizin kelam konusu olduğu her durumda, geri kalan her şeyi teferruat görerek durmadan, yorulmadan, usanmadan yolumuza devam edeceğiz. İtimat ve istikrar iklimini tahkim etmek, insanımızın refahını artırmak başta olmak üzere, milletimize verdiğimiz tüm kelamları yerine getireceğiz.
Cumhurla Cumhuriyetin ortasındaki duvarları yıktığımız üzere, Cumhuriyeti gerçek demokrasiyle kucaklaştıracak sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayı inşallah ülkemize kazandıracağız. Siz kâfi ki bu inanca sahip olun.
Depremle yıkılan kentlerimizi yine ayağa kaldırmakla kalmayacak, zelzele tehdidi altındaki tüm yerleşim ünitelerini tekrar inşa ve ihya edeceğiz. Siyasi, toplumsal, ferdi sapkın akımları destekleyerek ulusal bünyemizi, aile kurumumuzu, kıymetlerimizi yıkmayı gaye alan sinsi faaliyetlerin kökünü kurutacağız.
Değerlerimizi yıkmaya hedefleyenlerin kökünü kurutacağız. Biz LGBT tanımıyoruz. Kim LGBT’yi tanıyorsa onlar bir arada yürüsün. Cumhur İttifakı olarak da tanımıyoruz.
Yarısı palavra, yarısı yanlış haberler ve beyanlarla milletimizi, bilhassa de gençlerimizi karamsarlığa sürüklemek isteyenlere biz ülkemizde müsaade vermeyeceğiz. Hudutlarımız içinde ve dışında tek bir insanımızın dahi burnunun kanamasına, onurunun zedelenmesine, hayallerinin gölgelenmesine asla istek göstermeyeceğiz.
Sınırlarımız içinde ve dışında tek bir insanımızın dahi burnunun kanamasına, onurunun zedelenmesine, hayallerinin gölgelenmesine istek göstermeyeceğiz. “Terörü kaynağında kurutma” stratejimizi kararlılıkla uygulayacak, PKK’sından FETÖ’süne, DEAŞ’ından marjinal örgütlere kadar eli kanlı canilerden döktükleri her damla kanın hesabını misliyle soracağız. “Bir gece birden gelebiliriz” ikazının, vatanımızın bekasına kast eden alçakların yüreklerine saldığı kaygıyı hiç eksiltmeyeceğiz.
Bu ülkenin her bir vatandaşının, doğumundan vefatına kadar “adalet, güvenlik, eğitim ve sağlık” başta olmak üzere her türlü hizmetten en üst seviyede yararlanabilmesini sağlayacağız. Son 21 yıldır enflasyona ezdirmediğimiz emekçi, memur ve emeklilerimize inşallah önümüzdeki periyotta yeni muştular vermeye devam edeceğiz. Tüm dünyayla birlikte ülkemizi de olumsuz etkileyen hayat pahalılığı problemini, gereken her türlü önlemi alarak çözmekte kararlıyız. Bahtını ülkesinin ve milletinin yazgısıyla bütünleştirmiş bir partiye, bir takıma ve bir ittifaka yakışan da budur.
Bize düşen hak ve hakikat gayretini son nefesimize kadar sabırla sürdürmektir. Bugün buradaki birlikteliğimizi, işte bu ahdin ve azmin sembolü olarak görüyoruz. Rabbim bu kutlu gayrette yolumuzu, bahtımızı açık eylesin… Rabbim bu meşakkatli yolda istikametini kaybedenleri de ıslah eylesin…
İsrail’de meydana gelen hadiseler ışığında tansiyonu daha tırmandıracak fevri adımlardan uzak durmaya çağırıyoruz. Tüm taraflarla itidalle hareket etmeye çağırıyoruz.
Değerli kardeşlerim… AK Parti, takımıyla, teşkilatıyla, programıyla, eser ve hizmetleriyle, milletimizi hayalleriyle buluşturan siyasetiyle ülkemizi bugünlere getirdi. Artık Türkiye, tekrar Cumhur İttifakının ve AK Partinin kılavuzluğunda yeni bir çağın, yeni bir devrin eşiğindedir. Bu yeni devirde, son iki asırdır bize dayatılan fiziki ve zihni hudutlara teslim olmayacağız. Gönlümüze dar gelen hudutlara sıkışıp kalmayacağız.
Sahibi Hak olduğu için zaferinin mutlaklığına tüm kalbimizle inandığımız davamızın bayrağını daima yükselteceğiz. Bu ufku evvel Türkiye Yüzyılıyla aydınlatacak, akabinde hedeflediğimiz asıl yere çıkartacağız. İnsanlığın geleceğine istikamet veren, ruhunu şekillendiren, yolunu çizen ne varsa, hepsine de kendi kıymetlerimizin, kendi ülkülerimizin, kendi sevdalarımızın damgasını vuracağız.
İnsanıyla, tabiatıyla, teknolojisiyle her alanda dünyanın yeni nizamında bize sunulana tâbi olarak değil, belirleyici olarak yerimizi alacağız. Kuruluşumuzdan bugüne 22 yıldır yaptığımız her işi, ülkemize kazandırdığımız her eser ve hizmeti, bu büyük şahlanışın girizgâhı, dibacesi, besmelesi olarak görüyoruz. Ömrümüz yeterse biz, yetmezse gözlerindeki ışıltıyı, yüreklerindeki coşkuyu buradan bile görebildiğim gençlerimizin çabasıyla amaçlarımıza kesinlikle ulaşacağız. İnşallah, bu bayrak yarışında, son 21 yılda olduğu üzere, bundan sonra da en önde daima sizler yer alacaksınız.
Ömrümüz yeterse biz, yetmezse gözlerindeki ışıltıyı, yüreklerindeki coşkuyu buradan bile görebildiğim gençlerimizin uğraşıyla amaçlarımıza kesinlikle ulaşacağız.
İnşallah, bu bayrak yarışında, son 21 yılda olduğu üzere, bundan sonra da en önde daima sizler yer alacaksınız. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Kimileri, nasıl olup da bu denli vakittir partimizin girdiği her seçimden açık orta birinci çıkabildiğini bir türlü anlayamıyor. Hâlbuki ülkenin 21 yılda kat ettiği kalkınma ve demokrasi uzaklığına baksalar, bu sorunun yanıtını resen bulacaklar. Maalesef bunların gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, lisanları var hakikati söyleyemiyor, kalpleri ve vicdanları zati nasır bağlamış durumda. Şöyle azıcık gözlerini açsalar, kulaklarını kabartsalar, gönüllerinin pasını silseler, her şeyin farkına varacaklar.
Eğitime baksalar; Derslik sayımızı 343 binden 620 bine, üniversite sayımızı 76’dan 208’e yükselttiğimizi, okullarımıza 800 bin yeni öğretmen atadığımızı, üniversite öğrenci sayımızı 7,5 milyona çıkarttığımızı, yurt kapasitesini 950 bine ulaştırdığımızı, mesleksel eğitimi güçlendirdiğimizi görecekler.
Sağlığa baksalar; Hastane yatak kapasitemizi 164 binden 268 bine ulaştırdığımızı, kent hastaneleriyle hizmet kalitesini doruğa çıkardığımızı, sıhhat sistemini baştan sona yenilediğimizi görecekler.
Adalete baksalar; Hâkim-savcı sayımızı 24 bine yaklaştırdığımızı, yargının yükünü azalttığımızı, adalet sisteminin altyapısını yenilediğimizi, yargıyı vesayetin güdümünden kurtarıp ismine karar verdiği millete ram ettiğimizi görecekler.
Güvenliğe baksalar; İstiklalimize ve istikbalimize göz diken terör örgütlerinin, onları üzerimize salan emperyalistlerin heveslerini nasıl kursaklarında bıraktığımızı, hudut ötesi harekâtları ve 15 Temmuz üzere destanları nasıl yazdığımızı görecekler.
Sosyal yardımlara baksalar; Ülkemizdeki gereksinim sahibi her vatandaşımızın, her mazlumun yanında yer aldığımızı, engellileri eğitimden istihdama hayatın her alanında desteklediğimizi, kimsesizlerin kimsesi olduğumuzu görecekler.
Ulaştırmaya baksalar; Bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin kilometreye, otoyol uzunluğumuzu 3 bin 630 kilometreye, tünellerimizin adedini 486’ya, havalimanlarımızın sayısını 57’ye çıkardığımızı, ülkemizi süratli trenle tanıştırdığımızı, internet ve e-devlet üzere haberleşme ihtilalleri gerçekleştirdiğimizi görecekler.
Enerjiye baksalar; Heyeti gücümüzü 105 bin 417 megavata yükselttiğimizi, Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğalgaz keşfini yaptığımızı ve bunun sevincini faturalardaki indirimle milletimizle paylaştığımızı, yenilenebilir güç yatırımlarıyla ülkemizi öne geçirdiğimizi görecekler.
Tarıma baksalar; Çiftçilerimize aktüel sayısıyla 844 milyar lira ziraî dayanak verdiğimizi, baraj sayımızı 992’ye, hidroelektrik santrali sayımızı 740’a, içme suyu tesisimizi 386’ya, sulama tesisimizi 3 bin 400’e çıkardığımızı, orman varlığımızı artırdığımızı görecekler.
Ticarete baksalar; İhracatımızı misyona geldiğimizde 36 milyar dolardan her ay rekor kırarak 254 milyar dolara yükselttiğimizi, böylelikle istihdamı ve üretimi daima güçlendirdiğimizi, turizmde 51 milyonun üzerinde turist ve 46,5 milyar dolar turizm gelirine nasıl ulaştığımızı görecekler.
Ekonomiye baksalar; Maruz kaldığımız tüm tuzaklara ve yaşadığımız sorunlara karşın ülkemizi, burası çok değerli, 1 trilyon doların üzerinde ulusal gelire çıkardığımızı, satın alma paritesine nazaran dünyada 11’inci sıraya yükselttiğimizi görecekler.
Sanayiye baksalar; Ülkemizin artık 90 milyar doları bulan proje büyüklüğüyle savunma endüstrinde dünyanın önde gelen aktörleri ortasına girdiğini, faaliyete geçirdiği 163 yeni organize sanayi bölgesi, 37 sanayi bölgesi, 100 teknoparkıyla global bir üretim üssü haline geldiğini görecekler.
Çevre ve şehirciliğe baksalar; Teslim ettiğimiz 1 milyon 158 bin ve inşası süren 413 bin konutla, 81 vilayetimize yayılan 81 milyon metrekare millet bahçeleriyle, dünyaya örnek olan sıfır atık uygulamalarıyla, sarsıntı bölgelerini tekrar ayağa kaldırma çalışmalarıyla kendimizle yarıştığımızı görecekler.
Çalışma hayatına baksalar; Minimum fiyatı 184 liradan 11 bin 402 liraya, en düşük emekli maaşını 64 liradan 7 bin 500 liraya çıkardığımızı, istihdamı 32 milyona yaklaştırdığımızı, çalışma kaidelerini iyileştirdiğimizi görecekler.
İnşallah bu yıl sonuna gerçek emekli memurlarımızın maaşlarıyla ilgili bakanlığımız çalışma yapıyor. Birinci kabineden sonra müjdemizi emekli memurlara açıklayacağız.
Hangi alana baksalar; büyüyen, güçlenen, prestiji artan, refahı yükselen, huzuru ve güvenliği tahkim olan bir Türkiye görecekler.
Milletimiz, bu tarihi yürüyüşünde yanında olanlarla, kendisini yalnız bırakanları ve karşısında yer alanları hiçbir vakit unutmayacaktır.
Bu ülkeye müstemleke muamelesi yapılırken seslerini çıkarmayan kimi siyasetçi ve aydın kesitinin, kendi siyasetini belirleyip bağımsızca uygulayan Türkiye gerçeğini inkâr etmek için gösterdikleri efor ibretliktir. Ayaklarındaki prangaları parçalayıp atan Türkiye’nin paçasından çekiştirenlerin uğraşları beyhudedir.
Siyasi ikballeri uğruna etnik köken, mezhep ve meşrep üzerinden milletimizin ortasına nifak sokmaya çalışanlar, boşuna uğraşmasın.
Bölgesel ve global denklemlerin anahtar ülkesi haline gelen Türkiye’nin, bu noktadan geriye dönüşü asla olmayacaktır. Bizim lisanımız artık yalnızca “Yüksel ki yerin bu yer değildir; dünyaya gelmek hüner değildir” mısralarını terennüm edecektir.
Bugün buradan bir defa daha ilan ediyorum: Büyük ve güçlü Türkiye’nin doğuşuna mahzur olamayacaksınız. Türkiye Yüzyılı’nın yükselişine mahzur olamayacaksınız. Türk milletinin binlerce yıllık devlet ve medeniyet birikiminin inkişafına mani olamayacaksınız. Mazlumların ahıyla çınlayan yeryüzünün adalet ve merhametle tekrar dirilişine pürüz olamayacaksınız. İnsanlığın ortak sesi haline dönüşen hak ve hakkaniyet çabamızın yayılışına pürüz olamayacaksınız. Dünyada asırlardır süren sömürge ve zulüm tertibinin çöküşüne pürüz olamayacaksınız. Zira Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır. Zira Cumhuriyetin yüz akı, Türkiye’nin ortak aklı AK Parti, takımları ve müktesebatıyla dimdik ayaktadır. Zira aziz milletimiz, iradesi ve kararlılığıyla dimdik ayaktadır. Dünya yıkılsa, âlem üstümüze gelse, “gök girse kızıl çıksa”, Allah’ın müsaadesiyle biz bu davadan, bu yoldan, bu uğraştan asla geri dönmeyiz.
AK Parti, Türkiye’nin, kendi iradesiyle kendini daima yenilemeyi başarabilen en büyük siyasi tertibidir.
Bunun için AK Parti’nin her kongresi bir değişim rüzgârına şahit olur.
Bunun için her milletvekili seçimi, AK Parti açısından bir değişim esintisi, bir yenilenme heyecanı eşliğinde gerçekleşir.
Bunun için her mahalli yönetimler seçimi, AK Parti veçhesinde yeni seslerin, yeni yüzlerin, yeni isimlerin temayüz vesilesi haline dönüşür.
Ana kademesiyle, bayan kollarıyla, gençlik kollarıyla partimizin tüm takımları, hem kendi içinde, hem de dışarıdan beslenerek kendini daima canlı, dinamik, üretken fiyat.
Kuruluş yıllarımızda ve daha sonraki devirlerde vilayet ve ilçe teşkilatlarımızda, bayan ve gençlik kollarımızda misyon alan arkadaşlarımızın serencamını yakından takip ettim.
Bu arkadaşlarımız sorumluluk üstlendikleri teşkilat kademelerinde yetiştikçe, piştikçe, kendilerini geliştirdikçe daima daha üst basamaklara yürüdüler.
Kimi milletvekili, kimi belediye lideri, kimi genel merkez yöneticisi, kimi bakan yahut bakan yardımcısı, kimi misal vazifeler üstlendi.
Aralarından rotayı iş dünyasına, bürokrasiye, sivil toplum faaliyetlerine çevirerek, oralardaki başarılarıyla göğsümüzü kabartanlar çıktı.
Bugünkü kongremizde de Merkez Karar ve İdare Heyetimizle, öbür genel merkez organlarımızla tıpkı heyecanı tekrar yaşayacağız.
Kurullardaki vazifelerine devam edenler yanında, yine ve birinci sefer bu kademelerde görev üstlenecek arkadaşlarımızı da göreceğiz.
AK Parti olarak kendi içimizdeki bu değişim ruhuna sahip çıktığımız sürece, Allah’ın müsaadesi ve milletimizin dayanağıyla, daha kaç zaferlerin, kaç muvaffakiyetlerin bizi beklediğine inanıyorum. Ne vakit ki, değişim irademizi kaybederiz, işte o vakit bir kısırdöngüye düşeriz.
Şimdi hazır mıyız? Lütfen ayağa kalkalım, ellerimizi kaldıralım… Tüm Türkiye buradan bizi duysun: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, canlı olacağız, kardeş olacağız. Kalın sağlıcakla…”
