İstanbul Eyüpsultan Belediyesi’nin ilçedeki bayan sığınağını kapatma kararı aldığı haberi geçtiğimiz günlerde basına yansıdı.
Bayan sığınakları, erkek şiddetine karşı gayretin en kıymetli sistemlerinden biri, belediyeler ise şiddete karşı çaba etmekle yükümlü kamu kurumlarıdır. Bakanlık ve belediyelerin daha fazla sığınak açması gerekirken rastgele bir münasebet ile sığınak kapatması kabul edilemez.
Sığınaklar, erkek şiddetine maruz kalan bayanların çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri, şiddetten uzak ve bağımsız bir hayat kurmak için gereksinim duydukları toplumsal, ruhsal, hukuksal vb. takviyeleri alabilecekleri yerlerdir. Birleşmiş Milletler’in bayana yönelik şiddetle gayret mevzuatı yeterince; yerleşim yerlerinde bayan sığınakları her 10.000 nüfusa karşılık en az 1 yatak kapasitesi olacak formda hizmet vermelidir. Buna nazaran Türkiye’de bayan sığınaklarının 8.468 yatak kapasitesi olması gerekmesine karşın Türkiye genelinde bulunan 149 bayan sığınağı 3.264 yatak kapasitesi ile hizmet veriyor.
Belediyeler Kanununa nazaran ise nüfusu 100.000’i geçen belediyelerin sığınak açma yükümlülüğü bulunurken Türkiye’de yalnızca 33 adet belediyeye ilişkin sığınak bulunuyor. Bakanlığın paylaştığı sayılar ve bilgi edinme müracaatları aracılığı ile belediyelerden öğrendiğimiz bu sayılara itimat etmek gün geçtikçe zorlaşmaya başladı. Çünkü kimi sığınakların uzun aylar hatta yıllar boyunca tadilatta olduğunu ve bazılarının uzun çalışmama ortasının akabinde kapatıldığı haberini alıyoruz.
Eyüpsultan Belediyesi, birinci sığınak açarak uygun örnek oluşturmuş, sığınak çalışması için eğitim ve danışmanlık almış bir belediyeydi. Sığınağın kapatılması haberi örnek çalışmaların kurumlarda bir yapı oluşturmadığını, kurumlarda bulunan bireyler ve anlayışlarının istikamet belirlediğini üzülerek gösterdi. Eyüpsultan Belediyesi meclis üyesi, sığınağın kapatılma münasebetini güvenliği sağlayamamak ve Eyüpsultan Belediyesi hudutları dışından bayanları kabul etmeyi, bir öbür üye ise bayanların kocalarının “olay çıkarması”nı münasebet göstermiştir. Öncelikle sığınaklar işleyiş mantığı açısından “yerel” olamaz. Hatta bayanlar sığınak başvurusu yaptıklarında kendi güvenlikleri için şiddete maruz kaldıkları muhit dışında sığınaklara yönlendirilmelidirler. Her sığınak, bayanların adresleri, vatandaşlık statüleri, yaşları, çocuklarının yaşları ve engellilik durumlarından bağımsız bir halde, şiddete uğramış her bayanı kabul etmek zorundadır.
Sığınakların adresleri batındır ve bu zımnilik kanun ve yönetmeliklerle teminat altına alınmıştır. Sığınakların adres bilgilerini paylaşmak yasal olarak cürüm teşkil eder. Sığınaklarda kalan bayanlar ve beraberlerindeki çocukların kapalılık ve güvenliğini sağlamak için nitelikli işçi tarafından risk değerlendirmesi ve güvenlik planlarını içeren kapsamlı bir toplumsal çalışma yürütülmesi ve toplumsal çalışma yürüten bireylerin süpervizyon ile desteklenmesi gerekir. Her bayanın gereksinimi ve güvenlik riski birbirinden farklı olacağından, genel geçer güvenlik uygulamaları tahlil değildir. Bu nedenle Eyüpsultan Belediyesi’nin oluşmuş olan sorunu çalışmayı güzelleştirerek ve yanılgılardan öğrenerek sığınak binasını taşımak yerine sığınağı kapatarak “çözmüş” olması kabul edilemez. Belediyelerin sığınak ve bayan dayanışma merkezleri çalışmaları esnasında karşılaştıkları zahmetlere karşı tahlil üretebilmek için alanda tecrübeli bayan örgütlerinden takviye alması gerekir.
Belediyelerin sığınak açmakla ilgili yükümlülüklerinden kaçınmaları ve kapsamlı çalışma yürütmüyor olmalarındaki bir öteki neden Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı tarafından kurulan merkezi sistemdir. Tüm sığınakların ŞÖNİM’lere bağlanması, belediyelerin kendi bayan dayanışma merkezleri aracılığı ile sığınak kabulü yapmasını zorlaştırmış ve belediyelerin bayana yönelik şiddetle çabada sorumluluğu Bakanlığa atmasına neden olmuştur. Ayrıyeten başta İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek olmak üzere bayana yönelik şiddetle uğraşta temel sorumlulukları görmezden gelen yaklaşım, takviye hizmetlerinin ikinci plana atılmasına neden olmaktadır. Bayana yönelik şiddetle çaba düzeneklerini işletmek ve şiddete maruz kalan bayanlara gereksinim duyabilecekleri takviyeleri sağlamak belediyelerin sağlaması gereken temel hizmetler ortasındadır. Bu misyonlarına orta vermeleri ya da yapmaktan kaçınmaları kabul edilemez. Eyüpsultan Belediyesi’nin sığınak kapatması, Türkiye’deki sığınaklara dair mevcut duruma dair yalnızca bir örnek oluşturuyor. Hemen sığınak açma yükümlülüğünü yerine getirmeyen belediyeler hakkında çalışma yapılması, Bakanlığa bağlı sığınakların kapasitesi ve niteliğinin artırılması, sığınak kabullerinde yaşanan ayrımcı tavırların bir an evvel ortadan kaldırılması ve sığınakların durumuna dair nitelikli bilginin kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.
Belediyeler ve tüm kamu kuruluşları kamuya hizmet etmekle yükümlüdür. Şiddete maruz kalan bayanlara yönelik çabada bayanların özellikli gereksinimlerine yönelik tahlil üretmemek kamu hizmetinden kaçınmaktır. Tüm kamu kuruluşlarına ve belediyelere bu temel vazifelerini yerine getirme sorumluluklarını hatırlatırız.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
