“Tedarik zincirleri sürdürülebilirlik temelinde inşa edilmeli”
Vizyon 100 Platformu’nun düzenlediği “Pandemi Sonrası Şirketler İçin Yeni Tehditler” başlıklı toplantıda konuşan Eti İcra Konseyi Lideri Hakan Polatoğlu, dijital dönüşüm süreçlerinin bütünsel bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi, Çevresel, Toplumsal ve Yönetişim alanlarında atılan adımların şirketlerin performansı üzerine tesirleri ve tedarik zincirlerinin sürdürülebilirlik temelinde oluşturulmasının kıymetine değindi.
25 Şubat 2022, İstanbul – Türkiye’nin özel bölüm bazında GSYH’sinin 60’ını üreten şirket yöneticilerinin iştirakiyle Vizyon 100 Platformu tarafından düzenlenen “Pandemi Sonrası Şirketler İçin Yeni Tehditler” bahisli toplantı 23 Şubat Çarşamba günü İstanbul’da yapıldı. Yaklaşık 100 şirketten üst seviye yöneticinin katıldığı toplantıda dijitalleşmeden sürdürülebilirliğe, döngüsel iktisattan bulut teknolojisine ve siber güvenliğe, tedarik zincirlerinden kurum kültürlerindeki değişime kadar geniş bir yelpazede pandemi sonrası devir için şirketlerin gündemindeki mevzular ele alındı. Toplantıda konuşan Eti İcra Konseyi Lideri Hakan Polatoğlu büyük yatırımlar yapılan dijital dönüşüm süreçlerinin muvaffakiyete ulaşması için benimsenmesi gereken yaklaşımın üzerinde dururken, Çevresel, Toplumsal ve Yönetişim alanlarında atılan adımların şirketlerin performansı üzerine tesirleri ve tedarik zincirlerinin sürdürülebilirlik temelinde oluşturulmasının ehemmiyetini vurguladı.
Dijital dönüşüm bütünsel bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli
Eti İcra Konseyi Lideri Hakan Polatoğlu toplantıda şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dijitalleşme tesiri altında insanların gerçek hayatlarına ilaveten sanal boyutta da varlık göstermeleri sonucunda hibrit bir ömür usulüne yanlışsız evrildiklerini görüyoruz. Böylece, gerçek ve sanalın bileşkesinde yeni bedeller, davranışlar ve tavırların gelişmekte olduğunu gözlemlemekteyiz. Öte yandan, dijital dünyanın araç ve hizmetlerini kullanan insanların üstün özelliklerle donatıldığını söyleyebiliriz. Örneğin, istediği ayrıntıda bilgiye süratle erişme, kendini eğitme, adres bulma, vakit kestirimi yapma, anlık gündemi takip etme, hava kestirimlerini öğrenme vb. sayısız yeteneklerin kazanıldığını görüyoruz. Bu yeni tip insan artık birebir misyon ve sorumluluğu daha kısa bir müddette ve daha az efor harcayarak yapabilmektedir. Esnek ve uzaktan çalışabildiği için özel hayatı ve iş hayatı içi içedir. Sanallaşmanın tesiriyle vakit ve yer kavramları farklılaşmıştır. Gelişmiş yetenekleri nedeniyle artık rastgele bir işe olan katkısının yüksek seviyede olmasını ve çeşitlendirilmesini beklemektedir. Hasebiyle, bir yandan teknolojik gelişimi kurumlarımıza adapte ederken, dijitalleşmenin imkanlarını edinirken, birebir vakitte tüm iş süreçlerini yeni tip beşere uyumlu hale getirmeli ve yeni insan kaynakları idare yaklaşımlarını geliştirmek zorundayız. Bu bütünsel değişimi muvaffakiyetle gerçekleştirebilmek, önümüzdeki devirde iş dünyasının güç ödevlerinden birisidir.”
Tedarik zincirinin dayanıklılığı için sürdürebilirlik gerekli
“Tarımsal ve hayvansal girdilere dayalı olan besin sanayii için, etraf ve tabiata yönelik taşınması gereken toplumsal sorumluluğun ötesinde, yarından sonrasında muhtaçlık duyulacak girdilerin istenen ölçü, maliyet ve kalitede tedarik edilebilmesi de vazgeçilmezdir. Münasebetiyle, sürdürebilirlik kıymetli bir gaye başlığı olmalıdır.
Bilindiği üzere, dünya genelinde, artan iklim değişikliklerine bağlı olarak kuraklık, kıtlık, ve doğal afetler yaşanmaktadır. Birebir vakitte, gelir adaletsizliğine bağlı olarak geniş kitlelerin besine erişimde yetersizlik ve eşitsizlik artmaktadır. Bu problemlerin giderilmesi için lokal teşebbüsler gerekli ancak yetersizdir, küresel bir strateji altında belirlenen ana gayelere gerçek topyekün yönelinmesi mecburidir.
Avrupa kıtası ve endüstrisi için ortaya konan Yeşil Mutabakat kapsamında 2050 yılına kadar karbon nötr haline gelinmesi hedeflenmiştir. Biz, Eti olarak daha da kapsayıcı öteki bir büyük mutabakat oluşmadığı sürece, bu Avrupa mutabakatını kendimize çerçeve amaç olarak almış durumdayız. Tüm üretim ve lojistik süreçlerimizin sıfır atık, en az güç ve pak su kullanımı, ve karbon nötr olması için bir sürdürebilirlik master planı altında sayısız projeler yürütmekteyiz. 140 bin dekardan fazla bir alanda yürüttüğümüz kontratlı tarım faaliyetleri kapsamında yanlışsız tarım uygulamalarını her yöredeki çiftilerimizle birlikte uygulayarak ülkemiz genelinde yaygınlaşmasına yol açıyoruz. Ayrıyeten, WWF-Türkiye ile birlikte 14 yıldır değişik mevzu başlıkları altında ziraî üretime yönelik ortak projeler yürütmekteyiz.
Özetle, biz şirket olarak kendi üzerimize düşen ödevleri yapmanın yanısıra, paydaşlarımızı da içine alan geniş ekosistemimizde olumlu istikamette değişimin sağlanması ismine yürüttüğümüz birçok proje ile liderlik yapmaktayız.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
