DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu. Babacan’ın gündeminde kur muhafazalı mevduat sistemi, konut fiyatları ve maaş artırımları vardı. Babacan ayrıyeten 304 liralık bir otobüs biletini göstererek ulaşım fiyatlarına dikkat çekti.
‘Kur farkını para basarak ödemek zorunda kaldılar’
Babacan, üç aylık vade mühleti dolan kur muhafazalı mevduat hesaplarına 11 milyar lira ödeme yapılmasını şu sözlerle kıymetlendirdi:
“Bütçede ‘kur muhafazalı hesabın kur farkı’ diye bir kalem yok. Bu parayı nereden bulacaklar? Para basacaklar. Para basarak bunu ödemek zorunda kaldılar, kalıyorlar. ‘Merkez Bankası kaynaklarından’ diyorlar. Merkez Bankası’nda kaynak mı bıraktınız? Merkez Bankası kaynağı para basma makinesi. Para basınca ne olacak? Enflasyon ve kur daha da artacak. Kur artınca ne olacak? Daha fazla kur farkı ödeyecekler. Daha da artan kur farkını nasıl ödeyecekler? Dönecekler Merkez Bankası’na, daha çok para basacaklar.”
‘Yanlışlarından dönmezlerse ülke hiper enflasyon devrine girer’
“Eğer hemen yanlışlarından dönmezlerse bu ülke yarın yüksek kronik enflasyon değil, Allah korusun hiper enflasyon devrine girer. Para pul olur. Tam bir enflasyon ve devalüasyon sarmalıdır bu. Tam bir borç sarmalıdır.”
‘Garip gureba dostu Erdoğan, hangi çıkar etrafları aklını çeldi?’
“Bu servet transferi, tarihimizin en büyük servet transferlerinden birisidir. Hey gidi garip gureba dostu Erdoğan! Ne oldu sana yahu? Kimler girdi aklına? Hangi çıkar etrafları aklını çeldi de bu türlü bir işe kalkıştın? Fakiri daha fakir, zengini daha güçlü yapıyorsun. Tarih şahittir ki biz uyardık. Yapmayın, yazıktır günahtır dedik. Gözlerini karartıp yanlışta ısrar ediyorlar. Yazıklar olsun.”
‘Bu çarpık sistemde fakirler zenginlere ‘hayırseverlik’ yapıyor’
“Yoksuldan alıp zengine veren kur muhafazalı mevduat uygulamasına birinci gün son vereceğiz. Devleti batırma kampanyasına noktayı koyacağız. Kurdukları sistem o kadar çarpık ki, bu sistemde fakirler, zenginlere ‘hayırseverlik’ yapıyor.”
‘Millet çocuğuna harçlık veremiyor, azınlığa servet transfer yapılıyor’
“Millet çocuğuna okula giderken harçlık veremiyor. Fakat ülkede küçük bir azınlığa servet transferi yapılıyor. Sabit gelirli vatandaşlarımız üstüne başına kılık kıyafet alacak para bulamazken, küçük bir azınlığa servet transferi yapılıyor. Yazıklar olsun.”
‘Bu bir otobüs bileti değil, yoksulluğun ve krizin belgesidir’
İstanbul-Ankara ortası otobüs biletinin 300 liraya ulaştığını söyleyen Babacan, elindeki bileti göstererek şu sözleri kullandı:
“Bu elimdeki kâğıt kesimi adeta servet kıymetine çıkmış durumda. Ankara-İstanbul ortası otobüs bileti 304 lira tek istikamet. Gidiş dönüş 608 lira. Üniversite öğrencisi arkadaşlarımı düşünüyorum. Bayramda ailelerinin yanına gitmek isteseler, gidiş dönüş bilet fiyatı neredeyse bir aylık burs kadar. Pek çok üniversite öğrencisi, bu bayramı ailesiyle geçiremeyecek. Alın size evrak. Bu bir otobüs bileti değil. Bu, Türkiye’deki yoksulluğun, krizin dokümanıdır.”
‘2010’da orta gelirliler 5-10 yılda mesken sahibi olma hayali kurabiliyordu’
Merkez Bankası bilgilerine nazaran ve konut fiyatlarının bir yılda 96 arttığını ve İstanbul’da 120 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatının 1 milyon 600 bin liraya yükseldiğini söyleyen Babacan, bu şartları 2010 yılıyla kıyasladı:
“2010 yılında dolar 1,5 lira. En düşük memur maaşı 1300 lira. Bugünkü kurla hesap etsek, en düşük memur maaşının şu anda 13 bin lira olması gerekiyor. Düş üzere görünüyor fakat o günleri Türkiye yaşadı. İstanbul’da o yıllardan daire fiyatlarını söyleyeyim. Gaziosmanpaşa 100.000 lira. Ataşehir, Ümraniye, Fatih 140.000 lira. Kadıköy, Şişli 200 bin lira. Konut kredisi faizlerinin aylık 0,6 olduğu günleri yaşadık. Orta gelirliler muhitine nazaran 5 ya da 10 yılda ya borçlanarak ya da biriktirerek mesken sahibi olma hayali kurabiliyordu.”
‘Dar gelirlinin konut sahibi olmasını kolaylaştıracağız’
“Konut edinmek herkesin hakkıdır. Hareket planımızda yazdık. Konutun ticari bir yatırım aracına dönüşüp, dar gelirli vatandaşlarımız için imkânsız bir gaye olmasının önüne geçeceğiz. Dar gelirli ailelerimizin, şehit yakını ve gazilerimizin konut sahibi olmalarını kolaylaştıracağız.”
‘10 yılda çürük yapıları yenileyeceğiz’
“Başta Marmara Bölgesi olmak üzere ne vakit sarsıntı haberi alsak aklımız çıkıyor. Doğal afet riski bulunan alanlara öncelik tanımak zorundayız. Her ailenin başını sokacak inançlı bir yuvası olmalı. Gerçekçi konuşuyoruz. 10 yıllık projeksiyon yaptık. 10 yılda, çürük yapıları yenileyeceğiz. Dar gelirli vatandaşa faizsiz ve düşük faizli uzun vadeli finansman imkânları sağlayacağız.”
‘Belediyelere ilişkin toplumsal konut stoku oluşturacağız’
“TOKİ’ye özel vazife yükleyeceğiz. TOKİ’nin tek gayesi, imkânı hudutlu olan vatandaşa konut edindirmek olacak. Belediyelere ilişkin toplumsal konut stoku oluşturacağız. Uygun şartlı ‘sosyal konut kiralama’ uygulamasını hayata geçireceğiz. Uydu kentler kuracağız.”
‘İnsanları yoksullukla terbiye etmek utanç vesikasıdır’
“İlgili bakanlık, 6 milyon haneye yardımda bulunulduğunu övünerek açıklıyor. 20-25 milyon vatandaş demek. Nereden baksanız her dört haneden biri toplumsal takviye ve toplumsal yardıma muhtaç. Bir ülkede bu kadar insan devlete muhtaç yaşıyorsa bu bir utanç vesikasıdır. İnsanları yoksullukla terbiye etmek, insanları yardıma bağımlı kılarak ülke yönetmek bir utanç vesikasıdır. Kıymetli olan yardıma gereksinimi olan vatandaşlarımızın sayısını azaltmaktır.”
‘DEVA Partisi iş başına geçtiğinde herkesin eli ekmek tutacak’
“Devlet muhtaçlığı olana yardım eder. Onun için söylüyoruz. Kâfi geliri olmayan hanelere takviye olacağız. İnsanları besin, barınma ve giyinme üzere temel gereksinimlerden yoksun bırakmayacağız. Bebekler sağlıklı büyüsün diye bir yıl boyunca süt ve bebek maması başta olmak üzere her türlü gereksinimlerini karşılayacağız. Bunları yapacağız. Asıl deva, ülkeyi topyekûn zenginleştirmektir. DEVA Partisi iş başına geçtiğinde herkesin eli ekmek tutacak.”
‘Ücretlilerin üzerindeki vergi yükünü hafifleteceğiz’
“Ekonomi, finans ve istihdam alanındaki aksiyon planımızda 119 husus sıraladık. Krizi nasıl çözeceğimizi teker teker anlattık. Enflasyonu tek haneye yine düşüreceğiz. Daha evvel yaptık, bu sefer daha düzgününü yapacağız. Minimum fiyat, açlık hududunun altında kalmayacak. Zira biz halka hizmet edeceğiz. Ücretlilerin üzerindeki vergi yükünü hafifleteceğiz.”
‘1 Temmuz’dan itibaren maaşların güncellenmesi kural oldu’
“Üç ayda TÜİK’in örtmeye çalıştığı enflasyon yüzde 22, memura verilen artırım yüzde 7. Maaş artırımı kuş oldu, uçtu gitti. 1 Temmuz’dan itibaren maaşların güncellenmesi koşul oldu. Hem bayram ikramiyesinin manalı bir formda arttırılması hem de 1 Temmuz’dan itibaren tüm Türkiye’deki minimum fiyat dahil sabit gelirli vatandaşlarımızın maaşlarının gözden geçirilmesi mecburidir.”
‘Uzun vadeli göç siyaseti oluşturmak gerekiyor’
“Doğu hududumuzdan giren Afganları kaç kez sordum hükûmete. ‘Ya hudut güvenliğini sağlayamıyoruz deyin ya da Amerika’yla anlaştım, Taliban rejiminden kaçan ve Amerika’yla yakın çalışan bir küme Türkiye’ye gelmek istiyor, deyin. Bunu açıklayın’ dedim. Hâlâ hudut güvenliğini sağlamamak, ülkenin sonlarının yol geçen hanına dönmesi yahut kasıtlı ve mutabakatlı bir formda yabancıların ülkeye elini kolunu sallayarak kayıtsız girmesi kabul edilebilir değil. Şu an Türkiye’nin bir göç siyaseti yok. Uzun vadeli göç siyaseti oluşturmak gerekiyor. Türkiye’nin Suriye’de hemen tahlilin modülü olması gerekiyor. Sorunun tahliline evvel Suriye’den başlamak gerekiyor.”
‘Üçüncü ittifak çalışmasını duymadım, varsa içinde değiliz’
Babacan, “DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin üçüncü ittifakı gündeme aldığı ve simülasyon çalışmalarına başladığı kulislere yansıdı. Bu savlar yanlışsız mu?” sorusunu “Ben bu türlü bir çalışmayı duymadım. Varsa da biz o denli bir çalışmanın içinde değiliz şu anda” kelamlarıyla yanıtladı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
