“Bugün yapılan açıklama ve paylaşılan metin kendi içinde kıymetlidir. Ne var ki 5 ay sürdüğü söylenen bu çalışma sonucunda ortaya konan fikirler toplumumuzun bugün karşı karşıya olduğu sıkıntılara tahlil sunmamaktadır.
-
Açıklanan metin ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne reaksiyon niteliğindedir. Güya Türkiye’nin bütün sıkıntıları bu sistemden kaynaklanıyormuş ve bu sistem önerilen ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ ile değiştirildiğinde bütün sıkıntılar çözülecekmiş formunda bir varsayıma dayanmaktadır. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne 16 Nisan 2017 tarihinde geçmiştir. Türkiye’nin bu tarihten evvel hatta AKP’nin iktidara geldiği 2002’den evvel ekonomik problemleri yok muydu? Dış siyaset sıkıntıları yok muydu? Dindar-seküler, Alevi-Sünni gerginliği yok muydu? Şiddet, terör, PKK problemleri yok muydu? Kürt yurttaşlarımızın meseleleri yok muydu? Halkın eğitim, sıhhat, toplumsal güvenlik alanlarında hizmet muhtaçlığı karşılanıyor muydu? Bu problemler 2002 öncesinde, 2002-2017 ortasında ve 2017’den bu yana varlıklarını sürdürüyorlar. Bugün yapılan açıklamalar bu meselelerin hiçbirine tahlil getirmemektedir. Şunu da unutmamak gerekir ki bu altılı birliktelikte fotoğraf veren genel liderlerin ikisi AKP ve RTE hükümetlerinin uzun müddet uygulayıcısı olmuşlardır. Millet İttifakı AKP’nin zihniyetine mi yoksa yalnızca RTE’ye mi karşıdır?
-
Ortaya konulan metindeki kanıların hayata geçirilmesi, anayasal ve yasal değişikliklere muhtaçlık duymaktadır. Ne var ki bu 6 partinin bugün bu türlü bir anayasa değişikliği yapma ve yasa çıkarma gücü yoktur. Bu tekliflerin hayata geçmesi, ilgili partilerin seçimleri kazanması, mecliste anayasayı değiştirecek bir çoğunluk elde etmeleri ve bir koalisyon hükümeti kurmalarına gereksinim göstermektedir. Anlamamız gereken şudur ki bugün açıklanan metne sıra gelmesi için bugünden itibaren en az 2 yıl geçmelidir. Bu mevzu şu anda halkın gündemi değildir.
-
Görüldüğü üzere Millet İttifakı + 2 partinin, en azından şimdilik, halkın gerçek meselelerine yönelik ortak çalışmaları bulunmamaktadır. Halktan beklentileri “Sizi güçlendirilmiş parlamenter demokrasiye geçireceğiz. Şayet siz bize oy verirseniz öbür mevzularda da ne yapacağımızı bilahare düşünürüz.” tabirine itimat duyarak onları seçmeleridir. Bu partilere Türk seçmeninin sosyo-psikolojik yapısını daha âlâ tahlil etmelerini öneririm. Şu kadarını belirteyim ki seçmenimiz pragmatisttir.
-
Bugün sergilenen tablo farklı siyasi partilerin ortak bir fotoğraf vermesi açısından olumludur. Lakin bu tabloda mecliste temsil edilen öbür muhalefet partilerinin yer almadığı görülmektedir. Meğer ki 18 aydır önerdiğim ‘Demokrasi İçin Birlik’ anlayışıyla kapsayıcı bir muhalefet bloğu oluşturulabilirdi.
Kişisel görüşüm bu birlikteliğin Türkiye’nin gereksinim duyduğu antiemperyalist bir duruş sergileyemeyeceğidir. Ukrayna konusunda yaptıkları açıklamalar, S400’ler ve Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili sözleri Amerika’ya ve onun siyasetlerine bağlılıklarını söz ettiklerini göstermektedir. Ben partisiz ve birleştirici bir cumhurbaşkanı adayı olarak bu partilerin dikkate almadıkları öncelikli mevzuları, somut tahlil teklifleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ün antiemperyalist duruşuyla kamuoyunun dikkatine getirmeye devam edeceğim.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
